27 Ekim 2010 Çarşamba

eklemeyi unutmuşum da
uyku gelsin diye
oy
:)
imza: bir gün ben de şaşkın ve 
dalgın olmayan bir insan olucam

zihin zindan

latife tekin i özlemek nedir bilen var mı ki, öldüğünden değil,  tanıdığından değil...
nezihe meriç i özlemek de vardır ki o en trajik haliyle, kriz halinde gelir...
akgün akova yı özlemek vardır; hiç bilmediği bir yerde bir hatun kişinin /tek başına/ ailesi, evi, yolu her şeyi olduğunu bilir mi ki bilse de ne tırt olur diye gülümseyerek özlenir o..
Shakespeare i de özleyebilirsiniz pekala, içi boş bir bezelye kabuğu böyle olur işte- senin gibi derken hani..
hasan ali-nizi de özlersiniz
yusuf atılganınızı da
sait faik i de, hem de pek çok
hazır eliniz değmişken de; adettendir diye; özlemeye alıştıklarınızı da çıkarırsınız aradan
hani şu hayatınızı elinden geçirenleri/düşürenleri/düşürmeyenleri

sonra daa

bütünn bu özlediklerinizin birleştiğini görürsünüz
hem latife hem hasan ali hem o hem budur
düşünün ki deliler gibi mükemmeldir

tataaaa burda kendini kandırma durumu başlar
yapılacak tek bir şey vardır

YOĞURT YEMEK...

19 Ekim 2010 Salı

duvar duvar duvar
dünya kaç adım
kilitte dönen hep aynı ses
pas rengi zaman
küçücük bir pencereden de olsa
güzeldi
güneşli kırları düşünerek
yaklaşan bir gemiye bakmak
içinde sen olmasan bile

mehmet başaran

17 Ekim 2010 Pazar




"tu m'as dit: 'je t'aime '

je t'ai dit: ' attends '
j'allais dire: ' prends-moi '
tu m'as dit: 'va-t-en' "

15 Ekim 2010 Cuma

insanlardan kaçtığı bir günde bu dünyada tanıdığı herkese rastlayan(!)
yağmurlu kahveli sigaralı bir günde karanlık serada kendi yaralarını  kanırtan
gökyüzünde çift gök kuşağı görüp yalnızca altı rengini sayabilen
en idealist anında tavuk çorbası içen kaderine lanet etti diye ahmet amcası tarafından azarlanan
kalabalık kuytularda boğulan, adım atmak için toplam enerjisinin 4te 1ini harcayan
hep aynı şeyi düşünen hep aynı şeyi dinleyen hep aynı şeyi söyleyen
sonra susan duraklayan durgun durmuş 
birini tanıyorum
...


"insan ne amele varlık ya, büyükken de küçükken de..."
dedi burcu


bütün gün sokaklarda sürtmüş olup
dünyayı içmişken
ve bir otobüs koltuğunda
ağlamakla ağlamamak arasında gidip gelirken..
bak, ateş böcekleri!
demek isterdim..

ama tek başımayım.
renkler
düşler
sade

5 Ekim 2010 Salı

aynı çerçevelere sahip olmuşuz yıllaar sonra ne var ki hala bambaşka şeyler görüyoruz birbirimize baktığımızda zavallım benim zavallım...
o da bişeydir
o da bişeydir
koyun can derdinde
dedikleri tam olarak bu oluyor sanırım 
ki mevcut durumda teşbih-i beliğ dışında
envai çeşit söz sanatı da yapılmış oluyor söylemekle bunu...

acısı bile artis vay anasını
vay a-na-sı-nı
...

2 Ekim 2010 Cumartesi

tam da böyle bir umrumda bile değilll um-rum-da de-ğilll demek istiyorum
bir de şu hani
*olmazsa olmaz düşlerim var
...