11 Aralık 2010 Cumartesi

Kelimenin tam anlamıyla tıkanma yaşıyorum sınavlar işler ödevler gösteriler ... götüm tutuştu sözün özü,
dalgın ve yorgunum.. Şımarık ve sorunlu kız çocuğu psikolojimi bir kenara bırakırsak.. Şu film festivali ile ilgili bir kaç anektod olacaktı buralarda bir yerlerde... hımm..
hah!

Festival büyülü fenerdeki gösterimlerin biletlerinin günler öncesinden tükenmesi ve siyah beyaz ı izleyememem dışında çookk güzeldi, özellikle 12 eylül filmi sonrası yapılan  panelde hoşuma giden bir şeyler söyledi Ertuğrul Arı sanırım şöyleydi:
 "...  nihayet iyi film gerçeklikten yakalanan tek bir anı hepimiz için evrensel kılandır.
sinema bir imge kurmaktır. Sizden bu imgeden bir hakikat çıkarıp o hakikat üzerine kurmanız beklenir işlerinizi...."
Benim de algıma yakın olduğu için diğer bütün cümlelerden sıyrılıp misafir oldu hafızama sanırım bunlar..
Arkadaşlarla katılmak zaten hep güzeldir
Yenilerini de oralarda tanımak güzeldi
Tanımasanız bile her gün, aşina olduğunuz yüzleri görmek ve bir öncekinde gördüğünüz gibi bir daha ki festivalde de göreceğinizi bilmek de..
Aziz Tony'nin Günahında ödüm patlasa da koltuğa kapanıp gözlerimi ve kulaklarımı kapama savaşı vermek güzeldi...
" piyvv miyuvvv hihu hiu" seslerinden başka bir şey içermeyen kısa filmler izlemek güzeldi, Boj'un kızgın babasının artık iyileştiğinin bilmek de..
Akşam gösterimlerinden çıkıp Orta Dünya-da sıcacık ve devasa bir kase çorba içmek inanılmaz güzeldi..
gösteriden koştur koştur çıkıp postijler ve takma kirpikler eşliğinde zaten bildiğin yolu on defa millete sorarak bulmak ve sonunda kahve ikramı ile sinemanın keyfini çıkarmak hakeza...

e zaten
festivaler güzeldir
bida olsun bida gidelim 
;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder